24 Ekim 2008 Cuma

SINAV KAYGISININ ÖĞRENME ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Kaygı Başarıya Düşman Mı Dost Mu? Kaygı Hiç mi Olmamalı? Hangi Noktadan
Sonra Esaret Başlıyor?
Öğrenme, kişinin yaşamını sürdürebilmesi ve süregelen yaşamdan doyum alması için
gerekli tüm bilgi, eylem ve becerilerin kazanılması sürecidir. Bu süreçte yaşamdan haz
duyulabilmesi, hedef ve beklentilerin belirlenmesi ve kişinin yaşam enerjisini artırması için
bir parça kaygı taşıması gereklidir. Bu nedenle kaygıyı hayatımızdan tamamen çıkartmak
yerine, onunla mücadele ederek kontrol altında tutmak, onun varlığından faydalanmak
gerçekçi bir çözüm olacaktır.
Normal düzeydeki bir kaygı kişiye; istek duyma, karar alma, alınan kararlar
doğrultusunda enerji üretme ve bu enerjiyi kullanarak performansını yükseltme açısından
yardımcı olur. Hiç kaygı yaşamadığımız durumlarda ise, yapılacak olan işi elden geldiğince iyi
yapmak için içimizde bir istek oluşmadığından sonuç genellikle olumsuz olmaktadır.
Ancak yaşanan kaygı çok yoğun ise, kişinin enerjisini verimli bir biçimde kullanması,
dikkatini ve gücünü yapacağı işe yönlendirmesi engellenir. Kişi potansiyelini tümüyle
kullanamaz ve beklenen performansa erişemez.

Hiç yorum yok: